31 Ekim 2016 Pazartesi

Panik mi!

Panik mi!

Panik duygusunun kişiyi ne zaman, nerede ve nasıl yakalayacağı gerçekten de belli olmuyor. Bende yıllar önce oluştuğu gibi bu durumun duygusu öyle ani ve o kadar derin vurucu oluşuyor ki; kişi o anda ölüyorum sanıyor!
O his öyle bir derinlik, öyle bir acı hissi verirki o an yeniden gelecek, yeniden yaşanacak diye duyulan korku ölüm korkunuzla eş olarak ilerler.  Bu durumda olan kişiler artık sürekli tetikte olmaya başlar, geliyor mu, gelebilme ihtimali var mı, eyvah sanki ağzım kurudu! Nefesim mi kesildi! Evet nefes alamıyorum!
Bana ne oluyor, kimse beni anlamıyor, ölüyor muyum, aklım mı gidiyor, galiba deliriyorum, gibi sorularla boğuşurken o kaos içerisinde kalıp, kısır döngümüzle döner dururuz.
Fiziksel bir yansıma yaşıyoruz işin gerçeği; stresi, kızgınlığı, öfkeyi düşünerek o enerjinin patlayacak noktasında olunca fiziksel olarak yaşanılan tam olarak budur.
Bütün bunları yaşayan olarak ; Yalnız mısınız?
Asla ve katiyyetle hayır... Elbette değilsiniz.
Tek fark fiziken bunu kuvvetle yaşadıktan sonra, küçük bir panik, iç sıkılması sinyali bizi hemen o devrelere geri götürür ve fiziken aynı katılığa getirir..
Zaman, doktor, ilaç, kalabalık olmayan ortamlar, toplu taşımalardan uzakta olmayı hatta çoğu kişi işlerini bırakıp eve bile kapanmaya başlar... Sokağa adım atmak istemez!
Bunu aşan biri olarak stop diyorum!
Bunu durdurabilir ve bundan kurtulabilirsiniz...
ilk olarak kabul edelim ki Panik Atak tehlikeli bir hal değildir ve panik yaratan tüm duygularımızı dengeye getirebilir ve onlarla başa çıkmayı kolaylıkla hatırlayabiliriz.
Bu durum yaşarken savaş ya da kaç durumu oluşur. Fiilen bir kaçma durumu yaşanmaz ama içsel olarak şiddetle alevlenirsiniz.
Ve nerede nasıl yaşadıysanız oraya gitme düşünceniz bile o atağı yeniden yaşamanıza, hissetmenize neden olur.
Örneğin ben şirket yemekhanesinde 7. katta yaşadığım için tam 2 yıl boyunca yemekhaneye çıkamadım. Diğer zamanlarda da erken çıkıp 3 dakikada yemek yiyerek, artık ne yediysem indiğimi bilirim. O kata çıkarken duygularım kabarır, aslında korktuğum yemekhane değil, oraya gittiğimde aynı o ölümü hissettiren duyguyu, paniği yaşama olasılığımdır.

Şunu hep hatırlayın;
Siz korkularınızı yenebilmek için sandığınızdan daha güçlüsünüz.

Panik atak durumları için her gün düzenli olarak NEFES TUTMA çalışmaları yaparak, vücudunuzu karbondioksit yükselmesine adım adım alıştırmak gerekir.
Nasıl mı!
Günde 2 dakika kendinize ayırın ve oturun. Gözlerinizi kapatın ve önce 10 tane burundan derin nefes alın ve geri verin, sakinleşin. Peşinden derin nefes burundan alın ve 20 saniye tutun sonra parça parça rahatlayarak nefesi geri verin. Yine derin bir nefes alın ve bu sefer 1 dakika tutup sonra yavaş yavaş geri vermeyi deneyin.  Bu çalışmayı hergün ve saniyeleri dakikaları uzatabildiğiniz kadar uzatarak, kendinizi aşırı yormadan nefes tutma çalışmasına vücudunuzun ritmini , uyumunu alıştırırsınız.
Panik geldiği zaman ise kendinizi bu durumda skainleştirmeniz ve durumu 3 dakika içinde atlatmamanız işten bile değildir...
Ve mutlaka gün içerisinde her zaman yapabileceğiniz bu denge nefes çalışmasını da hatırlamaya çalışın.
Oturun, gözlerinizi kapatın ( açık da durabilir başınız dönebilir diye kapatın diyoruz) Sağ burun deliğinizi kapatın, sol burun deliğinizden 15 hatta 20 nefes derin alın ve verin. Bu sizin konsantresinizi, vücüd dengenizi tam ve bütün dengesine geri getirecektır.
Gün içinde aklınıza geldikçe yapın ve hergün arınmanıza katkı bulunun.
Hayat kalitenizi arttırın.


29.08.2016
Gülay Şahin
"Holoterapi" NEFES Koçu
Kişisel Gelişim Uzmanı (Aile, Öğrenci, İlişkiler...)

28 Ocak 2015 Çarşamba

Tanrılar Okulu / Stefano D'anna

"Bir gun dışarıdan alınacak hiçbir şeyin olmadığını anlayacaksın; bildiklerine ekleyebileceğin hiçbir şey olmadığını, öğretilerin ve deneyimlerin senin anlama düzeyine herhangi bir şey katmayacağını göreceksin. Gerçek bilgi sadece 'hatırlanabilir'. Bir kişinin bilgisi ne daha büyük olabilir, ne daha küçük. Kişi yalnızca ne olduğunu 'bilir'. Her seyden önemlisi, bilmek var olmak demektir. Var oldukça 'bilirsin!'. "
"...ve Tanrı, her istediğini yerine getirecektir; sınırsızca. Tanrı iyi bir hizmetkârdır ama iyi bir efendi değildir... Tanrı hizmet etmeyi sever, sevmeyi sever... Tanrı tüm teslimiyetiyle senin hizmetindedir... Tanrı vardır; çünkü 'sen' varsın. Sen var olmasaydın, O'nun var olmasının bir nedeni olmayacaktı. Tanrı, senin devinmekte olan iradendir. "
"Dışarıda hiçbir şey yok... Hiçbir yerden gelecek bir yardım yok. "
"Yaşam stili bilinçtir. Elinde avucunda olan her şeyi, hatta olmayanları bile kendine yatır! Daima! Böylece yaşamının her anlamda zenginleştiğini ve genişlediğini göreceksin. Sen kendine yatırım yaparsan, yaşam da sana yatırım yapar."
"Dışarıdaki dünyaya senden daha gerçek bir şeymiş gibi inanırsan, yaptığın her işte başarısız olur, yok olur gidersin. "
"Hiç kimseden hiçbir şey bekleme."
"Tek düşman kendi içimizdedir!... Dışarıda, nefret edilecek yâda bağışlanacak bir düşman veya bize zarar verebilecek herhangi bir kötülük yoktur. "
"Dünya, sen böyle olduğun için böyledir."
"Kendine dikkat et; her şeyin tamamen farkında ol! Yaşamının her bir kösesini didik didik et. İçine göz at! Benliğinin içine giren ve ondan ayrılan her şeyin farkında olan. Oluşumuz Yaşamımızı yaratır... Oluş, dünyayı yaratır... Gerçek dikkate sahip olan bir insan, en ufak bir hareketiyle evreni düzelteceğini bilir."
"Hiçbir şey değişmez, değişemez... Sadece sen değişebilirsin."
"Bir şey sadece 'yanlış' veya 'doğru' değil, aynı zamanda 'yanlış ve doğru'; 'ne yanlış, ne doğru'; 'ne yanlış değil, ne de doğru değil’dir. Bugünün kötüsü, dünün alışılmamış olan iyisidir. Bir insanin, yaşamında kötü diye gösterdiği şey, onun dünün iyisine olan düşkünlüğüdür. Dünün kusursuzluğu yeni bir kusursuzluğa doğru atlama tahtasından başka bir şey değildir. "
"Yaşam düşlediğin gibidir. Her zaman düşlediklerimizle karsılaşırız..."
"Ne denli fazlaysan, o denli bilir, yapar ve sahip olursun."
"Herhangi bir suç, günah, kader ya da ceza yok. Yaşadığının ötesinde bir hayat, evrensel bir yargı, cennet ya da cehennem yok. Sadece bu an var, kutsal, sonsuz ve her şeye kadir olan. Onu iyi kullan! Çünkü o senin son şansın. "
"Geçmiş sadece görünürde kendini tekrarlar. Gerçekte, ne burada, ne bir insanın hayatında, ne de medeniyetler tahrihinde 'geçmiş' vardır. Geçmiş yalandır. Ne bir karma, ne önceki yaşam, ne de suç, günah ya da cezalandırma var. Öteki dünya, evrensel hüküm, cennet ya da cehennem yok. Sadece bu an var -kutsal, sonsuz ve her şeye kadir olan. Onu iyi kullan. Onun dışında başka hiçbir şansın olmayacak. Bu anın dışında aciz, zamana bağlı, sınırlı, kırılgan ve ölümlüyüz. " "Geçmiş bir yalandır. Ve hafızaya ait olan her şey de bir kurgu. Geçmişte yasadığına inandığın ne varsa gerçekte hiç yaşanmadı. Geçmişte meydana geldiğine inandığın her şey şimdi, tam bu anda oluşmakta. Sonra ya da önce olan bir an yok. Her şey 'Şimdi' gerçekleşiyor çünkü Şimdi'nin dışında hiç bir şey yok. Şimdi: her bir elektrondan Tanrı’ya kadar, zamanı olmayan başlangıç ve her döngünün sonu gelmeyen sonudur. "
"Gereksiz her şeyi temizle. Bu düşüşe şimdi engel olabilirsin, tam bu anda... bunu sadece şimdi yapabilirsin. "
"Hiç bir zaman bir kral niteliklerine sahip olmadan krallığın oluşmasını arzulama - bu seni parçalayıp toz haline getirir. "
"Kalıplaşmış kaderinin yönünü değiştirmek, imkânsız olanı, değiştirilemez seni değiştirmek için buradasın... "
"Duş, var olan en gerçek şeydir. Düşlemek, var olan en gerçek şeydir. Onun zamandan bağımsız eylemi, yıllarca arzuladığın fakat sahip olamadığın her şeyi yaratacaktır. "

9 Ocak 2014 Perşembe

Bilinçli bir ikrar her zaman bilinçsiz bir inkardan daha iyidir!


Bunları sık sık okuyun ve kendiniz de eklemeler yapın. Bilinçli bir ikrar her zaman bilinçsiz bir inkardan daha iyidir!

1- Sessizlik beni rahatlatıyor. Bu sessizliği ruhumla yeniden bağlantı kurmak için kullanacağım.

2- Her gün nazik ve sevgi dolu bir sesle kendi kendime ikrarda bulunacağım.

3- Kendimle ilgili daha yüksek düşünmeye başlamayı öğreniyorum. Kendime duyduğum saygı bunu hak ediyor.

4- Her fırsatta, negatif düşünmeyi bırakıyorum. Pozitif, güven verici ve ruhumu besleyen düşünceleri tercih ediyorum.

5- Her geçen gün hayatıma ve kendime daha fazla değer veriyorum.

6- Kendi enerjim vasıtasıyla hayatımı her şekilde daha iyi hale getirme gücüne sahibim.

7- İstediğim her şeyi manyetize edebilmem için her tür yeteneğe ve kaynağa sahip olduğumu biliyorum.

8- Ben saygın insanları kendime çekiyorum çünkü kendi kendime saygı duymam onlara gereken enerjiyi gönderiyor.

9- Harika bir hayat yaşamayı hak ettiğimi biliyorum.

10- Her zaman kendi mutluluğumun sorumluluğunu alırım. Her gün mutlu olmak için pek çok harika şey bulurum.

11- Aynaya her bakışımda değerimi ve tüm bunları hak ettiğimi kendi kendime ikrar ediyorum ve şükrediyorum.

12- Değerli bir insanım ve zenginliği, refahı ve gerçek mutluluğu hak ediyorum.

13- Günlük hayatımda kendime güven ve tatmin duygularını ruhumda hissediyorum. Her zaman başımın çaresine bakabilirim.

14- İstediklerimi başaracağıma dair yeteneğim olduğuna gerçekten inanıyorum.

15- Telaştan kurtuluyorum ve güven içinde yaşıyorum. Elimde olanların kıymetini biliyorum.

16- Yaratıcı’yla her zaman içten bir bağlantı halindeyim.

17- Hayatıma hayranım ve kendimi sevdiğim için müthiş bir enerjiye sahibim.

18 - Kendime inanıyorum. Dürüstlüğüme değer veriyorum. Değerli olmayı hak ediyorum.

19 - Güçlü, dürüst, güvenli, huzurlu ve kaynaklarla dolu olduğumu biliyorum.

20 - Tüm evrende zenginlik ve mutluluk enerjisi bol miktarda bulunuyor. Ben hak ettiğim şekilde bu enerjiyi alacağıma inanıyorum.

21- Ben evrenle bütünleşmiş durumdayım. Çevremdeki sevgi ve nimet akışına kendimi açıyorum.

22- Çatışmayı bırakıyorum ve huzuru seçiyorum.

23- Her gün sonsuz ruhum konusunda daha fazla anlayış kazanıyorum. Ruhumun içinde huzur içinde yaşıyorum.

24- İlahi güç herkesi sarıp kuşatır. Yüksek bilinç hepimizi birbirine bağlar.

25- İlahi sevgi içimi kuşatıyor. Tüm hayatım mediyasyonla ve huzur dolu dualarla geçiyor.

26- Her sakin düşünceyle birlikte huzur enerjisi de yayılıyor.

27- Kendi enerjimin yaşamında ve tüm evrende yayıldığını biliyorum ve şimdi çatışmadan uzak enerjiyi seçiyorum.

28- Gördüğüm herkese sevgimi iletiyorum. Günde pek çok defa sevgi kelimesini düşünüyorum, hissediyorum ve kalbimin derinliklerinden gelen bir niyetle koruyorum.

29- Sakin ve rahat bir biçimde yürüyor ve hareket ediyorum. Her şeyi son derece rahat tavırlarla yapıyorum. Ben gevşemiş durumdayım ve bu dinlendirici enerjiyi başkalarına da taşıyorum.

30- Huzurlu eylemi kucaklıyorum. Endişeyi, telaşı ve kontrol altında tutma ihtiyacını üzerimden atıyorum.

31- Rekabeti bırakıyorum ve insanları farklı bir ışıktan görüyorum. Herkes benim için bir nimet olarak yaratılmıştır.

32- Başkalarına yardım etmek için her fırsatı kolluyorum. Omlara şefkatimi göstermenin, destek olmanın yollarını arıyorum.

33- Çevremdeki herkesin içindeki değeri görüyorum. Hep beraber tüm dünyadaki enerjiyi paylaşıyoruz.

34- Hayatımda neşeyi arıyorum ve yaptığım her şey de bunu inşa edebilmek için eylemde bulunuyorum.

35- Her gün kendi kendimi takdir ediyorum ve olduğu gibi kabulleniyorum. Bu konudaki odaklanmamı sürekli olarak arttırıyorum

36- Kendimi ve hayatımı takdir edebilmeyi gün geçtikçe daha fazla öğreniyorum.

37- İçinde bulunduğum zamandan zevk alıyorum ve geleceğe güveniyorum. Hayatımı bir macera olarak görüyorum.

38- Hayatım dopdolu ve yaşadığım her tecrübede değer arıyorum.

39- Gelecek için endişelenmeyi veya geçmişin acılarını silmeyi bırakıyroum ve şu andan itibaren içinde yaşadığım zamana odaklanıyorum.

40- İçinde yaşadığım an ve yaptığım eylem içinde değer görmek için her zaman vakit ayırırım.

41- Şükrettiğim her nimet için gittikçe daha fazla bilinçleniyorum.

42- Yokluk duygusunu bırakıyorum ve şu andan itibaren değer ve saygınlığı görmeyi seçiyorum.

43- Kendimle ve başarılarımla gurur duyuyorum. Çok çalıştığımı kabul ediyorum.

44- Sahip olduklarımdan zevk alıyorum ve şükrediyorum. Şu anda tatmin duygusu hissedebiliyorum.

45- Neye ihtiyacım olduğunu biliyorum ve kaynaklarım var.

46- Şakacılığı gittikçe daha fazla benimsiyorum. Gülümsüyorum, eğleniyorum ve risk alıyorum.

47- Ben tüm güzel şeyleri hak eden harika ve değerli bir insanım.

48- Ruhum güçlü ve şimdiki zamanı yaşıyor. İlahi sevgi şimdi benimle birlikte.

49- Ne yaparsam yapayım iyimser bir hayat yaşamayı seçiyorum.

50- Şimdiki zamanda neşe ve mutluluk buluyorum. Ben gerçekten de nimetler içindeyim ve sayısız nimetleri de kendime çekiyorum.

7 Ocak 2014 Salı

RUHUN YASASI / Lynn A. ROBINSON

İlahi bilinç sezgi diliyle -ruhun diliyle-
insan bilincimize hitap ederek, bize
günlük yaşamdaki sorunlarla ilgili hızlı,
keskin içgörüler sunar ve olası çözümler önerir.
_Mona Lisa Schulz_

SEZGİYE DAYALI BİR YAŞAM YAŞAMAK
Sezgi Nedir? Sık verilen yanıtlar şunlardır. Sezgi:
  • Çabucak ve kolayca edinilebilecek içgörü için bir araçtır.
  • Doğal zihinsel bir yetenektir.
  • Hepimizin sahip olduğu altıncı histir.
  • İçe doğan bir histir.
  • Yaratıcılık sürecinde bir anahtar unsurdur.
  • Omurgadan yukarı doğru bir karıncalanma olarak hissedilen bir uyarıdır.
  • Sorun çözme ve karar verme mekanizmasının bir parçasıdır.
  • Derin bir içsel biliştir.
  • İlahi rehberlik ve bilgelikten yararlanmanın bir yoludur.
Sezgi, kendiniz ve çevrenizdeki dünya hakkında bilgi edinmenin zengin bir kaynağıdır. Siz kendiniz için en doğru seçimleri yapmanızı sağlayacak rehberliği sunabilir. Sezgiye kulak verdiğinizde ve onun bilgeliğine uygun davrandığınızda, dopdolu, başarılı ve sınırsız olanaklarla zenginleşmiş bir yaşama yönlendirilirsiniz.
Sezgi birçok biçimde gelir. Her birimizle farklı yollarla iletişim kurar. Sezginin kendini ifade etme yollarından bazıları şunlardı:
İÇ SES. Birçok insan “sessiz, dingin bir iç ses”ten söz eder. Sezginiz sizinle her zaman şefkatli ve sevecen bir biçimde iletişim kuracaktır, ki bu üslup normal içsel gevezeliğinizden belirgin bir biçimde farklıdır.
RÜYALAR. Sezgisel içgörü talep etmeyi öğrendiğinizde, rüyalarınızdan bol bol rehberlik alabilirsiniz.
DUYGULAR. Sezgisel bilgi sık sık hisleriniz veya duygularınız aracılığıyla gelir. Belirli bir eylem biçiminde “doğru” olduğunu “hissedebilirsiniz”. Ya da bir kişi veya bir durumla ilgili olarak bir güvensizlik duygusu hissedebilirsiniz.
FİZİKSEL DUYUMLAR. Japonlar sezgiye “mide sanatı” derler. Biz böyle duyumlara “midede hissedilen sezgi” diyoruz. Yanlış bir karar verdiğinizde, bedeninizi ağırlaşma hissedebilirsiniz. Eğer bu sizin için doğru bir kararsa, bedeninizi hafiflemiş ya da birden ürperebilirsiniz.
ANİ BİLİŞLER. Birden bir şeyi anlayıp idrak edersiniz. Buna bazen “evreka” etkisi denir.
SEMBOLLER. Sezgi bize sık sık sembolik imgeler halinde gelir. “bir görüntü bin sözcüğe bedeldir” denir.
RASTLANTILAR ve EŞZAMANLILIK. Rastlantıların Tanrı’nın varlığını belli etmeden çalışma yolu olduğu söylenir. Sık sık eşzamanlılık yaşadığınızda, sezginiz sizi doğru yolda ilerletiyor demektir.
Kısaca Sezginin kendi dili, kendi şifresi vardır. Onun rehberliğini işitmenin tek bir doğru yolu yoktur. Burada söylenenleri, alıştırmaları denedikçe ve yazdıkça kendi sezgisel tarzınız netleşecek ve sezgilerinize daha kolay erişebileceksiniz.
SEZGİ ALIŞTIRMASI
Bu alıştırmaya başlamak için, şu anda yaşamınızı ilgilendiren bir meseleyi düşünün. Bu bir ilişki ile, kariyer seçimi ile, sağlığınızla veya ruhsal gelişiminizle ilgili bir soru olabilir. Bu soruyu “evet” ya da “hayır” dan daha geniş bir yanıt isteyen bir biçimde sorun. Örneğin, “kariyerim için şu anda en iyi seçim ne olabilir?” veya “sağlığımı düzeltmek için hangi adımları atabilirim?” ya da “şefimle daha etkili bir iletişim nasıl kurabilirim?” gibi.
Kendinize rahatsız edilmeyeceğiniz bir yarım saat ayırın. Sevdiğiniz ve sizi rahatlatacak bir müzik dinlemek isteyebilirsiniz. Sessizce oturun ve gözleriniz kapayın. Birkaç dakika boyunca nefesinize odaklanın. Nefesinizi yavaşça içinize çektiğinizi hissedin, sonra dışarı verin.
Zihinsel gözünüzde kendinizi güvende ve rahat hissettiğiniz, sevdiğiniz bir mekanı canlandırın. Bir okyanus kıyısı, güzel bir çayırda serin bir ağaç altı veya şırıl şırıl akan bir derenin kenarı veya özel bir oda olabilir. Bu mekanı çekici hale getirmek için hayal gücünüzü kullanın. Renklerle zenginleştirin ve derinleştiğini görün, dinginleşirken çevrenizdeki sesleri dinleyin, içinde olduğunuz bu harika mekanın sizde oluşturduğu duyguları takip edin, hissedin. Çünkü sezgisel rehberliği almaya gidebileceğiniz bir mekan yaratıyorsunuz. Bazıları sezgilerinin kendilerine bir rehber kimliğinde geldiğini hayal ederler, bazıları ise bilgiyi sözcükler, imgeler, hisler, bedensel duyumlar olarak ya da sadece bir “biliş” olarak algılarlar.
Alıştırmaya başlarken hazırladığınız soruyu sorun. Bekleyin. Acele etmeyin ve tüm duyularınızı kullanın. Ne hissediyorsunuz? Bedeniniz size ne söylüyor? Ne işitiyorsunuz? Ne görüyorsunuz? Yanıtınızı hangi biçimde gelirse gelsin ALIN. Bunun doğru bir yolu yoktur, sadece sizin yolunuz vardır. Kendinizi hazır hissettiğinizde gözlerinizi açın ve normal bilincinize dönün.
SEZGİ GÜNLÜĞÜNÜ
Sözüne ettiğimiz günlük küçük bir not defteri veya boş bir kağıt bile olabilir yeter ki öne sürülen soruları yanıtlayabileceğiz bir sezgi günlüğüne sahip olun. Bu günlük sizi, “hep arzulamış olduğunuz bir yaşamı yaratma”nın ne anlama geldiğini, bu yaşamın neye benzeyeceği ve nasıl hissedileceği hakkında daha derin sorular üzerinde düşünmeye yöneltecektir.
Yukarıda uygulamasını yaptığınız sezgi alıştırmasını kendinize soracağınız sorularla yani sezgi günlüğünüzle bitirelim; Bu sorular kendi içsel öğretmeninizle -sezginizle- ilişki kurmanıza yardım edecek biçimde tasarlanmıştır. Kendinize içine yanıtlarınızı yazabileceğiniz güzel bir defter veya küçük bir not defteri alarak kapağına size ilham veren resim ve fotoğraflarla süsleyin!
Yukarıdaki alıştırmayı yaparken ne öğrendiniz?
Şu anda yaşamınızdaki başlıca kaygılarınız nelerdir?
Kendinizi sezgiye açık biri olarak görüyor musunuz?
Sezgisel rehberliği başlıca hangi yollardan alıyorsunuz?
Sezgiyle ilgili anlayışınızı yazıya dökerken onu derinleştirmeye ve sezginin bilgeliğine dikkat etmeye başladığınızda, onu arzuladığınız yaşamı yaratmanıza yardım eden güvenilir bir araç olarak görebileceksiniz.
Sezgiyle ilgili bu enteresan açılımı sevdiniz ise hadi gelin bir alıştırma daha yapalım…!
MUTLULUK İÇİNİZDE BAŞLAR
Mutluluğumuzun ya da mutsuzluluğumuzun, yaşamdaki olaylardan çok, onlara nasıl karşıladığımıza
bağlı olduğuna giderek daha fazla inanıyorum. _Wilhelm von Humboldt_
Sezgiye güvenmeyi öğrenmenin bir parçası “bu karar beni mutlu ediyor mu?” veya “bu kararın beni güçlendirdiğini hissediyor muyum?” diye sormayı hatırlamaktır. Soruyu sormanın ve yanıtı hissetmenin birçok yolu vardır, ama gerçek şu ki, sezginiz size olumlu seçimler yapmanıza yardımcı olacak bilgiyi sağlayacaktır. Kendinizi berbat hissetmenize neden olacak harika bir içsel rehberlik sistemiyle dünyaya gönderilmiş olmanız size mantıklı geliyor mu? Elbette bu mümkün değil!
Enthusiasm (ilahi ilham, coşku) sözcüğünün kökü Yunanca entheos sözcüğüdür; tam anlamı “içimizdeki tanrı”dır. İlahi sezginize güvendiğinizde, kendinizi daha iyi hissetmeye başlarsınız. Hatta, kendinizi coşkulu hissedebilirsiniz! Biz kendimize genelde yanlış sorular yöneltiriz: “bu neden başıma geldi?” “Neden daha fazla para kazanamıyorum?” İstediğiniz şeye, yöneldiğinizde yere ve hedeflerinize odaklanmaya başladığınızda, sezginiz en iyi biçimde çalışır. Sorulacak soru “kendimi daha hafif, daha enerji dolu ve daha mutlu hissetmemi ne sağlar?” olmalıdır.
Sürekli olarak istemediğiniz ya da sizi mutsuz eden seçimleriniz ve kararlarınıza odaklanıp, dikkatinizi onlara verdiğinizde, enerjiniz onlara saplanıp kalır. Böylece, yürümeyen ilişki, parasızlık, yanlış iş gibi aynı sorunları tekrar tekrar kendinize çekmeyi sürdürürsünüz. Gerçekten istediğiniz şeye odaklanmış kalmak kesin kararlılık ister. Yeni hedefinizi veya amacınızı-imgeleme, onaylama yaparak ve niyetlerinizle ilgili heyecan duyarak, sürekli olarak onları düşünmeniz, etrafınıza yeni bir enerji yaymanıza sebep olur. Bu Evren’e “İşte, istediğim şey bu! şu anda üzerinde odaklandığım şey bu!” diyen bir işaret göndermek gibi oluyor. Bu sürecin neden ve nasıl işlediğini anlamamızı kuantum fizikçilerine bırakıyorum. Sezgisel rehberimizin bakış açısına göre Evren bu işareti okuyor ve size isteğinize uyan ve uygun koşulları göndermek istiyor.
İçsel rehberiniz sizi daima mutlu, sağlıklı ve yaşam dolu kılacak şeye yönlendirir. O sizin sağlıklı kalmanıza ya da hastaysanız sağlığınıza kavuşmanıza yardım edecektir. Sezginiz sizi böyle doğru yolda tutar. Kendinizi sürekli olarak kötü hissediyorsanız, almakta olduğunuz sezgisel mesaj şöyle diyor olabilir: “Dikkat! düşüncelerine ve yöneldiğin yere dikkat etmelisin!” Kendinize iyi, amaçlı ve sevinç dolu hissettiğinizde ise sezginiz farklı bir mesaj göndermekte, şöyle demektedir: “Bu yolda kal ve devam et! iyi şeyler yoluna akıyor.”
Her birimiz bir “sezgi şifresi” ile doğduk. Bu sizin yaşam amacınızı bilen ve amacınızı yaşamanız için gerekli seçimleri yapmanıza yardımcı olacak bir bilgi akışı sağlayan bilge yanınızdır. Sezgi zorlanma ve çaba gerektirmez. O daha çok rahat ve açık bir kabul ediş hali gerektirir. Bilgece öğütler almak için saatler boyunca derin bir meditasyon yapmanız gerekmez. Sadece sorun, sonra yanıta “kulak verin”.
Bir örnek vermek gerekirse danışmanımın iş yerinde zorlayıcı bir şefi var ve onu genelde ansızın, hazırlıksız olduğu zamanlarda görüşmeye çağırır. Şefinin ofisine girmeden önce sakinleşir, gözlerini bir an kapar ve sorar: “yararlı bir görüşme yapmak için neyi bilmem gerekiyor?” nefesine odaklanır ve iyice dinginleşir, onun deyişiyle “alma hali”ne girer ve yanıtın oluşmasına izin verir. Yanıt ona imgeler, sözcükler ve duygular halinde gelir. Onun sezgisinin onunla iletişim kurma yolu budur. Sizde gün boyunca sezginize danışma alışkanlığı edinin. Bazen yanıtlar zihninizde hemen oluşabilir. Bazen de yanıt baskı ortadan kalktıktan sonra, günün ilerlemiş bir saatinde gelebilir. Ne kadar çok alıştırma yaparsanız, yanıtlar da o kadar kolay gelecektir, diğer taraftan farkındalığınızın gelişimine de yön verdiğinizi hatırlatmanın tam sırasıdır.
SEZGİ ALIŞTIRMASI – Mükemmel Sonucu Hayal Etmek-
Bundan böyle bir kısır döngüne girdiğinizde ve o durumdan kurtulmak istediğinizde, şunu deneyin: Kendinize “bu durumun en mükemmel sonucu ne olabilir?” veya basitçe, “ben ne istiyorum?” diye sorun. Bir paragraf kadar “ne istediğinizi” yazın. İsteğinize nasıl ulaşacağınızı belirlemeye çalışmayın, bu sezginizin halledeceği bir meseledir.
Gözlerinizi kapayın. Sizi bunaltan durumu kısa bir an için aklınıza getirin. Şimdi istediğiniz sonucu düşünün. Bu mükemmel sonucu birkaç dakika kadar hayal edin. Eğer istediğiniz şeyi elde etseydiniz ne hissederdiniz? İmgelemeyi yaparken bu duyguları hissedin. İmgenize birkaç sözcük katın. “Bu mükemmel! Kendimi harika hissediyorum!” gibi sizi etkileyebilecek hangi sözcükler varsa, onları kullanın. Arkadaşlarınızı ve ailenizi sizinle birlikte kutlama yaparken hayal edin. Bu imgeyi gerçek ve canlı bir görünüme sokmak için elinizden gelen herşeyi yapın.
Sezginize “bunu gerçekleştirmek için şu anda yapabileceğim bir şey var mı?” diye sorun. Yanıtı bekleyin. Kendinizi hazır hissettiğinizde gözlerinizi açın. Edinmiş olabileceğiniz kısa fikirleri, düşünceleri ve izlenimleri not edin. Sırf mantıklı olduğunu düşündüğünüz bir eylemde bulunmayın. Sadece size eğlenceli gelen, heyecan veren ve zevkli görünen itilimlere göre davranın. Sezginiz hedefinizi yaratmak için gerekli koşulları ve eşzamanlılığı bir araya getirmeye başlayacaktır.
SEZGİ GÜNLÜĞÜ
Yaratıcılık eğitmenlerinin önerdiklerinizi yapınız: Aniden gelen ilham! Kendinize aşağıdaki soruları sormaya başlayın. Tek tek bütün fikirleri yazın, hiçbirine engel koymayın, bırakın eliniz kalemi kavrasın ama kaleminiz yazsın ve siz kalemi seyredin. “Ne istiyorum?” veya sadece, “Beni ne mutlu edebilir?” Doğru ya da yanlış yanıt yoktur. Bu yeni hedefler veya isteklerle ilgili olarak zihninizde bir an için belirebilecek sezgisel içgörülere dikkat edin.
Ruhun Pusulası -Lynn A.Robinson-