25 Kasım 2013 Pazartesi

“Hayat doğduğumuzda hepimize bir mermer bloğu verir."

Bir filozof, “Hayat doğduğumuzda hepimize bir mermer bloğu verir.

Bazılarımız ondan güzel bir heykel yaparız, bazılarımız ise hoyratça peşimizden sürükleyip paramparça ederiz” demişti.

Kaybedenler de kazananlar gibi benzer ve farklı özelliklere sahiptir.

Bazıları Leonard Cohen’in deyişiyle ‘görkemli kaybeden’dir.

Bazıları ‘yokluğu anlaşılmaz’dır.

Bazıları kaybederken başkalarına da zarar verir.

Bazıları ise ‘sadece kendine zararlı’ kaybedendir.

Kazananlar gibi kaybedenler de, ‘felsefeli kaybedenler’ ve ‘felsefesiz kaybedenler’ diye ikiye ayrılabilir.

Kazanmak gibi, kaybetmek de bağımlılık yapabilir.

Kaybetmişliğiyle barışmanın ötesine geçip, kaybetmeyi kimlikleştirmek de mümkündür.

Bu bağlamda ‘param yok’ demekle, ‘ben fakirim’ demek arasında dağlar kadar fark vardır.

Kaybetmeyi kimlik haline getirmek, -ki bunun Türk usulü versiyonu arabeskleşmedir- kaybetmeyi kalıcı ve ‘sürdürülebilir’ hale getirir.

Hiç kimse durduk yerde kaybeden olamaz.

Kaybeden olmak için de bazı şekillerde düşünmek, bazı şekillerde davranmak, bazı şeylere inanmak gerekir.

Kaybeden olmanın da yapılacaklar ve yapılmayacaklar listesi vardır.

Kaybetmek için doğanlar pek fark etmeseler de, kaybetmek için de çaba harcamak gerekir!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder